ALANBAŞI ( KİSKİM) KÖYÜ



Kılıçkaya, Köprügören, Avcılar, Bakırtepe, Çevreli, Dokumacılar ve İspir'in Üzümbağı köyleri ile komşu olan Alanbaşı köyünün güneybatısında Selçuklular tarafından inşa edildiği tahmin edilen kale, kalenin batısında saray ve çatısı kireçli taştan yapılmış bir kümbet bulunur. Bu tarihi eserler, köye yerleşimin oldukça eskilere dayandığını göstermekte olup, köye Çerkesler ve Kerkük'lü Türkmenler ve ceşitli Türk boylarının yerleştiği sanılmaktadır. Osmanlı devrinde, bu çevrelere hükmeden Kiskim Sancak Beyleri
Alanbaşı köyünde yaşamışlar ve köye de adlarını vermişlerdir. Köyün bağlık mevkii Hav bağlığı diye adlandırılır.
Mahalleleri: Cami, Kansas, Sarens (Yumurtacık), Tilki, Ortamahalle, Hav bağlığı, Kârap (Arslanlı), Keşant (Üçtepeler), Kurtlar
Mezraları: Cancak, Ancitik, Pırtikler, Koynot, Azvank, Östenk
Yaylası: Havgiyor.
Hav bağlığı, Yusufeli şartlarına göre çok geniş bir alana sahip olup; burada köy halkının başlıca geçim kaynaklarından birisi olan pirinç üretimi yapılır. Ayrıca çiftçilikle uğraşanlar diğer tarım ürünlerinden buğday, arpa ve yem bitkileri gibi ürünleri de yetiştirir. Çok güzel elma, armut, üzüm ve kirazın da yetiştiği Alanbaşı'nda meraların ve sulak arazilerin bol olması; bu köyde, hayvancılığın gelişmesini sağlamıştır. Önemli ölçüde arıcılık da yapılır. Göç, diğer köylere oranla daha azdır.
ALTIPARMAK (PARKHAL / BARHAL) KÖYÜ

M. Fahrettin KIRZIOĞLU Kars Tarihi adlı eserinde ve Artvin İI Yıllığı 1973 adlı kitabın tarih bölümünde, "Barhal" adının kaynağı konusunda şunları yazar:...M.Ö. 149-127 yıllarında Artvin ve çevresi Arsaklı devleti yönetimine geçmiştir. Eski Oğuzlar olarak bilinen bu devlet zamanında Barhal Çayı vadisine Bulgar Türkleri yerleşmişlerdir. Kars havalisine gelip, buraları kendilerine yurt edinen Bulgar Türklerinin bir kısmı da Çoruh boyuna geçerek Yusufeli ilçesine bağlı bugünkü Sarıgöl hudutları kesimine yerleşmişler ve buradan geçen çaya da adlarını verirken, bu çayın ismine izafeten bu suyun kenarında kurulan bu köye de bu ad verilmiş, yani BARKAL (BALKAR / BULGAR) denmiştir. Artvin'in Yusufeli ilçesindeki çok balkanlık Barkal/Balkar Bölgesi ile soldan Çoruh'a karışan Barkal Deresinde M.Ö. 130 yıllarında Dağıstan'dan gelen yarısı Kars'ta yarısı Çoruh solunda yerleşen Bulgar Türklerinin 2100 yıllık milli adlarının hatırasıdır...
ARPACIK (OSHA ) KÖYÜ

ARPACIK (OSHA) 1995 yılına kadar İşhan köyünün bir mahallesi idi. 1995 yılında İşhan köyünden ayrılarak müstakil köy statüsüne kavuştu. Köy, tek bir merkez ile Ehrek, Çoğunçur mezralarından oluşur. İlçeye uzaklığı 23 km. si asfalt, 2 km.si stabilize yol olmak üzere 25 km.dir. İşhan köyü gibi mikroklima iklime sahiptir. Her türlü sebze ve meyve yetiştirilir. İhtiyaç fazlası ürünler Yusufeli, Erzurum, Oltu ve Olur'da pazarlanır. Oldukça verimli geniş araziye sahiptir. Halk çiftçilik ve kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek düzeyde hayvancılıkla uğraşır.
Kısa Künyesi:
İlçeye Uzaklığı: 25 Km
AVCILAR (KAHNES ) KÖYÜ

AVCILAR (KÂHNES) Önceleri Yamaçüstü köyünün bir mahallesi iken 1955 yılında müstakil köy statüsüne kavuşan Avcılar köyü ilçeye 54 km. uzaklıktadır. Bir taraftan Erzurum ili ile sınır olan Avcılar köyü, Yusufeli'nin Köprügören, Yokuşlu, Bakırtepe, Yamaçüstü köyleriyle komşudur. Gedik, Aşağı mahalle, Kontlar, Lazlar, Marabalar ve Memiş mahallelerinden oluşur. Tam anlamıyla yazlık bir tatil köyüdür. Kışlar çok ağır geçer. Çok geniş mera ve otlaklara sahip olması, köyde iyi düzeyde hayvancılığın yapılmasına olanak sağlamıştır. Köy halkı yetiştirdikleri büyük ve küçük baş hayvanları özellikle Kurban Bayramı'nda büyük şehirlere götürerek satarlar. Tahıllardan arpa ve buğday yetiştirilir. Köyün en büyük sıkıntıları arazilerini sulayabilecekleri sulama sularının yetersizliği ve kışın kapanan yollarıdır. Çok göç veren köylerimizdendir. Zor hayat şartları köylüleri göçe ve tahsil yapmaya zorlamaktadır.
BADEMKAYA ( TZUVAR ) KÖYÜ

BADEMKAYA (ZUVAR) Hilmi Göktürk, Anadolu'nun Dağında Ovasında Türk Mührü adlı eserinde, köyün "Zuvar" adını Sabir yani Suvar adlı bir Türk boyundan aldığını yazar. İlçe merkezine 51 km. uzaklıkta olup, nüfusu 93'tür. İlçeye 51 km. uzaklıkta olan köy, Narlık - Çamlıca yol güzergâhının solunda yer alır. Aharşel (Tarladüzü), Çuhadarlar, Kıravet (Ulupınar) mahalleleri ile Coşget mezrasından oluşan, doğa güzelliklerine sahip küçük bir köydür. İlçenin en fazla göç veren köylerinin başında gelir. Az fakat çok verimli toprağı vardır. Halkın geçim kaynağı çiftçilik, hayvancılık ve de gurbetçiliktir. Köy halkı İstanbul, Bursa gibi şehirlere göç etmektedir
BAKIRTEPE ( TÜNGES ) KÖYÜ

Orhun Abidelerinden Bilge Kağan kitâbesinin güney yönündeki yazının 8. satırında Bilge Kağan'ın "Ku kumandasında dört tümen (40.000) asker geldi. Tönkges Dağında hücum edip savaştım. Üç tümen askerini öldürdüm..." cümleleri ile başlayan sözleri yer almaktadır. Buradan, Göktürklerin yurtlarında Tönkges adında bir dağın varlığı anlaşılıyor. Eski Türk boy veya kavimlerinden birinin buralara gelip yerleşerek ve bu köye (veyahut köyün bulunduğu araziye, yöreye) Tönkges adı vermişlerdir. Tönkges adı zamanla Tünges şekline dönüşerek bu şekilde günümüze kadar gelmiştir. Önceleri Erzurum'un İspir ilçesine bağlı olan köy, daha sonra Yusufeli'ye bağlanmıştır. Köy halkının toprakları bir ara beyler tarafından ellerinden alınmış, halk mağdur duruma düşürülmüştür. Seferberlik yıllarında bölgeye Ermeniler ve Rusların gelmesi üzerine halk Anadolunun
muhtelif yerlerine göç etmeye mecbur kalmış, Ermeni ve Rusların bölgeden uzaklaştırılmasından sonra tekrar köye dönmüşlerdir. İlçeye 41, Kılıçkaya'ya 17 km. uzaklıkta bulunan Bakırtepe köyü, Cami ve Sarens (Çayıriçi) adlı iki mahalleden oluşur. Köy, "Bakırtepe" adını 1877-1878 Osmanlı - Rus savaşı öncesi köyde bulunan ve çalıştırılan bakır madeninden almıştır. Göç, Bakırtepe'nin de kaderidir. Göç edenler genellikle İstanbul, Ankara, İzmir ve Bursa'ya yerleşmişlerdir. Geniş meraların oluşu tarım ve hayvancılığa olumlu yönde katkı yapmıştır. Son yıllarda arıcılık fevkalade gelişmiş, köy halkının ekonomisine önemli katkılar sağlamaya başlamıştır. Rakımının yüksek olması nedeniyle kış şartları ağırdır. Zaman zaman heyelan ve kar yağışı nedenleriyle yolu ulaşıma kapanır.
BALCILI ( BARH / PARH ) KÖYÜ

Barh, Parh veya Balh" adının nereden geldiği kesin olarak belli değildir. İlçeye uzaklığı 25 km. olan Balcılı köyü Bıçakçılar, Yüksekoba, Bostancı ve Özgüven köyleri ile komşudur. Köy, Kaçkar Dağına giden yol güzergâhı üzerinde bulunur. Barhıbar (Belkonak), Cami, Orta mahalle, Poliker (Bayramören), Savriyet (Kavaklı), Stlekar (Yağmurçay) adlı 6 mahalleden oluşur. Köyde 10. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen ve toplam uzunluğu 2 km. olan şayan-ı hayret "Savriyet su kanalı" vardır ki yazıyla veya sözle anlatılamaz. Gidip görmek gerek. Bir bölümünün, sertçe bir kaya kütlesinin yarılarak içinden geçirildiği bu su kanalının, kayanın içerisinden geçen ve aşağısı korkunç bir uçurum olup, karşıdan karşıya geçilmesi neredeyse imkânsızdır. Bu muhteşem ve görülmeye değer Savriyet su kanalı bugün dahi kullanılmaktadır. Balcılı köyü ve Savriyet su kanalı ile ilgili efsaneler de vardır. Bu efsanelere Folklor Bölümünde Efsane ve söylenceler kısmında yer verilmiştir. Sosyal etkinlik olarak her yıl Mayıs ayının ikinci haftasında boğa güreşleri yapılır. Balcılı köyünde düğünler
ananelere uygun olarak yapılır ve düğün ve eğlencelerde, şenliklerde tulum çalınır. Halkoyunlarından daha çok "titreme" ve "çiftbasma" ve "kobak" oynanır.
BIÇAKÇILAR ( KÜÇÜK HEVEK ) KÖYÜ

Küçük Hevek adı ile de bilinen Bıçakçılar köyü, Osmanlı Devleti zamanında kurulan "Livane Sancağı"na bağlanmış olduğundan "Heveg-i Livane" adını almıştır. Cami, Deftisa (Dikmeler), İlyashev (Dolupınar), Kaledibi, Yet (Bozkuş) adlı 5 mahalle ; Bozminde, Kupriyet, Velithev, Pişnarhev (Ilıcak) mezraları ve Dugur yaylasından oluşur... "Tugur", Kuman Türklerinde erkek adlarından olup, Kuman hükümdarlarından birinin adı da Tugur Han'dır. Tugur adı, söylenişi daha rahat olduğundan dolayı Dugur şeklinde bugüne kadar gelmiştir. İlçe merkezine uzaklığı 33 km. olan köy, Altıparmak, Yüksekoba, Özgüven, Balcılı köyleriyle komşudur. Çok geniş bir alan üzerine kurulmuş olan köyün mahalleler arası mesafesi hayli uzaktır. Okuma - yazma oranı yüksek olan Bıçakçılar köyünün Yet, Cami ve Dolupınar mahallelerinde ilkokul, Bütün mahallelerinde de cami vardır. Yemyeşil bir doğaya sahip olan Bıçakçılar köyü trekking ve diğer doğa sporlarına oldukça müsait bir yöredir. Dünyaca ünlü sanatçılarımızdan Zülfü Livaneli aslen bu köylüdür.
ÇAĞLAYAN ( HOSTAPOR ) KÖYÜ

Hostapor" adının kaynağı kesin belli olmamakla beraber, Hilmi Göktürk, Anadolu'nun Dağında Ovasında Türk Mührü adlı eserinde Hostapor adının "Kostapor" dan geldiğini, Kosta adının Türkçe bir isim olup Peçenek başbuğlarından birinin adı olduğunu yazar ve "por" kelimesinin de dere anlamına geldiğini belirtir. İlçeye uzaklığı 33 km. olan Çağlayan köyü, Zeytincik, Yarbaşı ve Yağcılar köyleri ile komşudur. Yusufeli - Artvin karayolu üzerinde olup, yoldan Çoruh Nehri üzerine kurulmuş asma köprü ile köye geçilir. Koşçiler (Taşkonak) ve Mahmetrev (Kuyucuk) mahalleleri ile Aho (Karadoğan), Bezliharal, Ceznar, Haran, Koşgiret ve Nametre adlı 6 mezradan oluşur. Köyün en önemli geçim kaynağı zeytinciliktir. Bunun yanında diğer tarım ürünleri az da olsa yetiştirilir. Ailenin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek sayıda hayvan yetiştirilir. Köy halkı okumaya, tahsil yapmaya karşı oldukça ilgilidir.
ÇELTİKDÜZÜ ( GÖCEK ) KÖYÜ

Hayrettin Tokdemir, Artvin Yöresi Folkloru adlı kitabında "Göcek" adının kaynağı konusunda şunları yazar: "Göcek, yurdumuzun çeşitli yerlerinde değişik anlamlarda kullanılmakta olan bir sözcüktür. Bunlardan yerin yerin özelliğini de gözönünde bulundurarak ad olabileceğini düşündüğüm birkaçını buraya almayı uygun buldum: Göcek,
1- Bir tavuğu gizleyebilecek kadar yükselmiş sonbahar ekini.
2- Ağaçların dibinden çıkan sürgün.
3- Sebze bahçelerinde açılan aralıklı çukur.
4- Taze, yaş, yeşil. Erdal Sürmeli, Kafkasya Yazıları Dergisinde (s.3, 1998) Hazuget (Hazıget) adının kaynağını şu şekilde açıklar: Azığat/Azıget { Kafkas kökenli As halkının değişik söylenişi Hazıget (Hazuget) İlçe merkezine uzaklığı 21 km. olan Çeltikdüzü köyü, Irmakyanı, Ormandibi, Çevreli ve Kılıçkaya köyleriyle komşudur. Köye "Çeltikdüzü" ismi ilçede pirinç tarımının yapıldığı en önemli köylerden birisi olması dolayısıyla verilmiştir. Hazuget (Meşecik) ve Köprübaşı adlı iki mahallesi; Çinagara, Mahik (Akbük), Çeçet (Ayrancı), Gurnaşen, Hışnet adlarındaki mezralardan başka bir mezrası ve üç kışlası daha vardır. Yusufeli'nin en toplu köylerindendir. Yörede Çoruh yatağı boyunca bolca çeltik üretimi yapılır. Çeltiğin yanı sıra sebze ve meyve de yetiştirilir.
İLÇE MERKEZİNE UZAKLIĞI 13.KM'DİR.
ÇEVRELİ ( PETEREK ) KÖYÜ

Köy 1549 yılında Kanuni Sultan Süleyman Han tarafından Yusufeli çevresi ve Artvin Osmanlı topraklarına katılınca merkezi Pert-Eğrek (Peterek) kalesi olan Livana Sancağı kurulur. Bu nedenle köyün tarihi çok eskilere dayanır. (Pert-Eğrek Sancağı hakkında ayrıntılı bilgiler Tarih bölümünde verilmişti.) Köy çok geniş bir alana kurulduğu için Çevreli adını almıştır. İlçeye 19 km. uzaklıkta olan Çevreli köyü, Ada, Aligil, Ayazgil, Cami kapısı, Cinnar, Çamkertan (Uluçam), Dere, Givnar (Ballıdut), Guruyet, Hıdıroğlu, İshakoğlu, Kaşıkçıoğlu, Köprübaşı, Kurunget, Laçingil, Mağara, Maraş (Kirazlı), Meydan, Sırt, Şabet (Cevizli), Şehitlik, Tarlalı, Törenis (Çamaltı) ve Yeşilce adlı 24 mahalle; Aluzar, Bapket, Çorlikürün, Distagur, Hakânet, İpint, Kışla, Sımanzor, Tuheris, Yanık ve adlı 10 mezra ile Avazan, Güngörmez ve Okurdağı adlı 3 yayladan oluşur. Çeltikdüzü , Dokumacılar ve Yüncüler köyleriyle sınırı vardır. Az göç veren köylerdendir. Hemen hemen her tür sebze ve meyvenin yetiştirildiği Çevreli köyünde önemli ölçüde pirinç üretimi yapılır. Hayvancılık faaliyetleri aile işletmeciliği şeklinde olup, köyde Nurettin Kılıç'a ait bir tavuk çiftliği vardır. Çiftlikte yumurta, civciv ve damızlık üretimi yapılmaktadır. Köyde seracılık faaliyetleri de yürütülmektedir. 1994'te çıkan yangında 13 ev ahır ve samanlıkları ile beraber tamamen yanmıştır. Bu yangında bir vatandaşımızda hayatını kaybetmişti. Tarihi Peterek kalesi köyün içindedir.
DARICA ( TİVASOR ) KÖYÜ
Tivasor/Tavasor adının M.Ö. 680 yıllarında göç ederek şimdiki Artvin, Ardanuç, Tavusker çevrelerine yerleşen Saka (İskit) Türklerinin "Tav" boyundan (yani Tavak'lardan) kalma olduğu sanılmaktadır. Hilmi Göktürk, eserinde Batı Türkistan'da Tavas adlı bir yerin olduğunu belirtip, "or" kelimesinin ise Ural-Altay Türk lehçelerinde yükseklik belirttiğini yazar. Mahallelerinden birinin adı "Espek"tir. Espek, Türkçenin Kazak lehçesinde esinti anlamına gelir. Ayrıca Bulgar Türklerinin hanlarından Kubrat Han'ın küçük oğlunun adı da Esperi'dir ki, "Esperik" küçük şahin anlamına gelir. İlçeye uzaklığı 35 km. olan köy, Dağeteği, İşhan, Arpacık köyleri ile Oltu ilçesi Kayaaltı ve Arıtaş köyleri ile komşudur. Aşağı mahalle, Yukarı mahalle ve Espek (Sarıtosun) mahalleleri ile Arıke, Cirez, Humerek adlı mezraları vardır. 1877-1878 Osmalı-Rus savaşı sırasında bir süre Rus işgali altında kalan köy, Rusların geri çekilmesiyle tekrar yerleşim yeri olmuştur. Köye yerleşimin Osmanlı-Rus savaşından çok önceleri Mollaoğulları tarafından gerçekleştirildiği söylenmektedir. Köy halkı elektrikçilik mesleğine meyillidir. Köyde çok sayıda elektrik ustası bulunur. Espek mahallesinde tarihi bir kilise ile bir de kale kalıntısı bulunmaktadır.
KILIÇKAYA ( ERSİS ) BELDESİ

Yusufeli'nin ilk ilçe merkezi Erzurum Eyaletine bağlı olarak Kiskim adıyla 1879 yılında Öğdem'de kurulduktan 10 yıl sonra, 1889 yılında ilçe merkezi -yine Erzurum Eyaletine bağlı olarak- Ersis'e taşınmıştır. 1912 yılında ilçenin Kiskim olan adı Yusufeli olarak değiştirilmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında Çoruh boylarının Rusların eline geçmesi üzerine kaza merkezi geçici olarak boşaltılmış, kayıtlar Bayburt'a taşınmıştır. 1918 yılında Rusların geri çekilmesi ile, kayıtlar tekrar Ersis'e taşınmış, ilçe merkezi yeniden teşkil edilmiştir. 16 Haziran 1926 tarihine kadar Erzurum'un bir ilçesi olan Ersis merkezli Yusufeli, bu tarihte tekrar Öğdem'e taşınmıştır. Yusufeli'nin Erzurum'dan alınıp Artvin'e bağlanması ile 1944 yılına kadar Yusufeli'ye bağlı belediyeli köy olarak kalmıştır. 24 Eylül 1944 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile bucak olmuş, 1978 yılında bucak merkezlerinin tamamen kaldırılması ile kasaba olmuştur. Halen belediyeli kasabadır. Hayrettin Tokdemir, Artvin Yöresi Folkloru adlı kitabında "Ersis" adının kaynağı konusunda şunları yazmaktadır: Bugün yurdumuzun birçok yöresinde "arus, arsus, harus, haros", sürülmüş tarlalıklar anlamında kullanılır. Bagratlılar döneminde yer adlarının sonuna "is" eki getirildiği görülmektedir ki, bu "is" eki sonuna getirildiği sözcüğe, Türkçedeki "li, lu" ekinin anlamını katar. Buna göre: "Arus-is = Aruslu" oluyor ki, bugünkü Türkçemizle "sürülmüş, herk edilmiş, koşulmuş yer" demektir. Ersis adı da Arusis'den gelmektedir. Erdal Sürmeli ise Kafkasya Yazıları Dergisinde yayınlanan bir yazısında Ersis adının kaynağı konusunda şunları yazıyor:
Ersis : Arse/Erse { Kafkas kökenli (As) halk Arzesos/Ersesos< Arzos/Erses < Ersis (Arse kavminin yurdu, Arse yeri... Os: Yunanca tekil anlamını belirtir.) Kılıçkaya kasabasına, Alanbaşı, Avcılar, Bakırtepe, Ormandibi, Köprügören, Dokumacılar, Yüncüler, Yamaçüstü, Yokuşlu ve Çeltikdüzü olmak üzere toplam 10 köy bağlıdır. Cicioğlu, Hasanoğlu, İmamoğlu, Kop (Kayalık), Kurbanoğlu, Lazoğlu, Melikoğlu, Pehsav (Yağmuralan), Tatuloğlu (Erbaş), Yakupoğlu mahalleleri ile Aşağı mezra, Göllü mezra ve Yukarı mezra adlı mezralardan oluşur. Yusufeli ilçe merkezinin Güneydoğusunda yer alır. İlçeye 24 km. uzaklıkta olup 1997 yılı nüfus sayımına göre nüfusu 1.911'dir. Beldenin nüfusuna kayıtlı kişi sayısı ise 15.000 civarındadır. Doğusunda Erzurum'un Uzundere ilçesi, batısında Erzurum'un İspir ilçesi, güneyinde yine Erzurum'un Tortum ilçesi, kuzeyinde ise Çoruh Nehri ve Yusufeli ilçesi yer alır. Kılıçkaya kasabası, Yusufeli - İspir devlet yolu ile Artvin ve Erzurum'a bağlanır. Ayrıca Uzundere ilçesi Çamlıyamaç köyü üzerinden Artvin - Erzurum yoluna irtibatlıdır. Rakımı yaklaşık 1100 m.dir. Kasabada 1909 yılından beri belediye teşkilatı mevcut olup, aşağıdaki şahıslar Belediye Başkanlığı yapmışlardır : Gümrükçü Salih Efendi, Saraç Abdurrahman Ağa, Hafız Emin Efendi, Sacveretli Bekir Efendi, Keçeci Hasan Ağa, Cicioğlu Hasan Ağa, Rıfat Bey, Keçecizade Osman Efendi, Sadiye Hanım, Acarzade Ali Efendi, Yusuf Babacan, Rıfat Koçak, Ali Osrnan Ergürer, Binbaşı Hakkı Atkın, Öğretmen Sabri Akıncı, Bucak Müdürü Besim Yavuz, Tuncay Özarslan ve Selahattin Turhan. Şimdiki Belediye Başkanı ise Selçuk Fırıncı'dır. Türkiye'nin ilk bayan Belediye Başkanı olan Sadiye Hanım, 1928-1930 yılları arasında Kılıçkaya Belediye Başkanı olarak görev yapmıştır. Sadiye Hanım'ın kısa biyografisine sayfanın devamında yer verilmiştir. Kılıçkaya'nın ilk imar planı 1965'te yapılmıştır. Nüfus Memuru Rıfat Koçak, Maliyeci Sait Babacan, Müftü Ahmet Efendi. Zemevan'lı Cicioğlu Hasan Ağa, Tüccar Keçecizade Osman Efendi, Tüccar Artvin'li Peltekoğlu Murat Efendi Ersis'te Yusufeli Vilayeti Şarkıyye Müdafai Hukuk Cemiyetini kurmuşlardır. Kasabanın sosyal ve kültürel durumu gelişmiş olup, eğitime büyük önem verilmektedir. Kasabadan çok sayıda politikacı, bürokrat, askeri personel, akademisyen ve de her meslekten insan yetişmiştir. Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Emekli Orgeneral Hikmet Köksal Paşa bu köylüdür. Emekli olanlar köylerine gelip, sakin bir hayat yaşarlar. Köy halkı geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlar. Çoruh Nehri kenarındaki Sollek mevkünde pirinç ziraati yapılır. Önemli miktarda yapılan pirinç ziraati halkın başlıca geçim kaynaklarındandır. Yemyeşil ve geniş mezralara sahiptir. Mezralara stabilize yol ile ulaşılır. Köyde tarihi eser olarak bir kale vardır. Aros mevkü Milli Park kapsamına alınmıştır. Kılıçkaya kasabasında 300 öğrencilik , 100 yatılı öğrenci kapasiteli bir Yatılı Lise ; 8 yıllık 325 öğrenci kapasiteli bir Yatılı İlköğretim Bölge Okulu ; 100 öğrencilik bir İlkokul; Belediye, PTT, Sağlık Ocağı, Jandarma Karakol Komutanlığı, TEDAŞ, Tarım Kredi Kooperatifi, Orman Bölge Şefliği ve Halk Kütüphanesi bulunmaktadır.
KÖPRÜGÖREN ( ÔSNAK ) KÖYÜ

Köyün kuruluş tarihi bilinmemekle beraber, köyde bulunan eski hamam, kale ve kiliseler köye yerleşimin çok eskilere dayandığını göstermektedir. Bu, kilise, Oşnak Kalesi ve hamamlar bugün oldukça hasar görmüş bir durumdadır. H. Göktürk, eserinde: "Köprügören (Oşnak) köyünde büyük bir kaya Kerik ismini taşımakta, fakat köylü tarafından Kerik kelimesinin manası zamanla unutulduğundan, bu kelimeye bir nevi yabancı gözüyle bakıldığı, yerinde müşahede edilmiştir. Halbuki Kerik Türkçe bir kelime olup, Divan-ü Lügat-it Türk'te 'geniş' anlamına geldiği görülür. Dolayısıyla Kerik(i) taş, "geniş taş" anlamına gelmiş olur ki taşın durumu da bu hususun doğruluğunu kesinlikle teyit eder." diye yazmaktadır. "Oşnak" adının ise nereden kaynaklandığı bilinmemektedir. Köyde bir zamanlar Oşnak Beyleri diye bilinen Sancak Uçbeyleri yaşamışlardır. Köyün tarihi yerleşim yeri, Çoruh kıyısında kurulmuştu. Fakat, büyük bir sel sonucu bu eski yerleşim yeri sel altında kaldığından tarihi eserler ve binalar yok olup gitmiştir. Köy, Çoruh Vadisinin yukarı kesimlerinde, Çoruh Nehri boyunca kurulmuştur. Doğusunda Alanbaşı köyünün Hav bağlığı, batısında Yokuşlu köyü, kuzeyinde Çoruh Nehri ve İspir ilçesine bağlı İsasor (Üzümbağı) köyü, güneyinde Yamaçüstü ve Avcılar köyleri bulunur. Yamaçüstü (Çorgenis) deresi köyün içinden geçerek Çoruh'a dökülür. Aşağı mahalle, Yukarı mahalle, Beylik, Cami, Demircigil, Kır, Köydibi ve Köybaşı mahalleleri ile Karzel adlı bir mezrası vardır. Köy, Yusufeli-İspir yolu üzerinde yer alır. İlçeye uzaklığı 30 km. olup, nüfusu 330'dur. Köyde önemli ölçüde çeltik üretimi yapılmaktadır. Halk geçimini çeltik üretiminden sağlar. Bunun yanısıra önemli miktarlarda ceviz ve kavak üretimi yapılır.
YAMAÇÜSTÜ ( ÇÖRGENİS ) KÖYÜ

Köyün kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Tahminen 400 - 500 yıl önce kurulduğu söylenmektedir. Kaledibi mevkünde bulunan kale köyün tarihinin çok eskilere dayandığını göstermektedir. H. Tokdemir, Artvin Yöresi Folkloru adlı eserinde Çörgenis adının anlamının "oluk-lu" olabileceği gibi yörenin özelliği gözönüne alınınca "çamoluk, çamlıoluk, çamlıca" gibi anlamlara da gelebileceğini yazmaktadır.. Cami, Dere, Hostaval (Sütlüce), Karadağ (Küçük Çörgenis), Muşabes (Kürekli), Palankes (Yuvalı) ve Serintepe mahalleleri ile Kara Mezra'dan oluşur. Böver, Yeniyayla ve Güne adlarında üç de yaylası vardır. İlçeye 48 km. uzaklıkta olan köy, ilçenin güneybatısında yer alır. Avcılar, Yokuşlu, Köprügören köyleri ile Tortum ve İspir ilçeleri ile komşudur. Rakımı 1500 m.dir Çam ormanları ile içiçe yemyeşil, tam bir yazlık tatil köyüdür. Sahot mevkünde taşkömürü madeni bulunmasına rağmen henüz işletmeye açılmamıştır. Böver ve Yeniyayla adlı yaylalar ormanların hemen altında, Güne ise ormanların bitimindedir. Bazı mahallelerin yaylası yoktur. Halk Mayıs ayının sonunda yaylalara çıkar. Geniş mera ve otlaklara sahip olan köyde hayvancılık oldukça gelişmiştir. Yusufeli'nin en fazla küçükbaş ve büyükbaş hayvana sahip olan köyüdür. 4000 civarında küçükbaş, 2000 civarında büyükbaş hayvan beslenir. Halk besi sığırcılığına yönelmiştir daha çok. Köyde muazzam bir sığır besisi yapılır. Tarım ürünlerinden arpa, buğday, patates, soğan, mısır, fasulye, lahana gibi ürünler yetiştirilir. Köyün sulama suyu sıkıntısı vardır. Gurbetçilik bu köyün de kaderidir.

